Son zamanlarda sosyal medyada karşıma sıkça çıkmaya başlayan bir konu var. İş yerinde insanların mutsuzluğu !
Özellikle kurumsal şirketlerde çalışanların bu durumdan muzdarip oluşlarıyla ilgili stand-up yapan sanatçılar çok popüler belki farketmişsinizdir.
Gerçekten önemli bir konu bu; insan hayatının büyük bölümünün iş yerinde geçtiği düşünüldüğünde
Bu sabah Prof.Dr. Türker Bas’ ın
“Starbucks’taki MUTLULUĞUN SIRRI!” İsimli bir paylaşımını okudum. Küçük bir alıntı yapmak istiyorum:
“Sabah olmasına rağmen içerisi kalabalıktı. Kahvemi aldıktan sonra etrafı tutkulu bir şekilde temizleyen görevli dikkatimi çekti. Ona Starbucks çalışanlarının nasıl bu denli motive çalışabildiklerini sordum. Bana “ekip içinde iyi bir uyum ve işbirliği olduğunu, aslında herkesin bir şekilde birbirine yardım ettiğini söyledi”.
Tabii hemen ikinci sorumu yönelttim. “Bu uyumu nasıl yakaladınız?” Elindekileri masaya bırakarak tüm dikkatini bana yöneltti: “Bizde diğer zincir mağazalardan farklı olarak işe alımları Şube Müdürü yapar. Merkez yönetimi müdüre pek karışmaz. Böylece birbiriyle uyumlu çalışanlar bir araya gelebiliyor” dedi.
“Peki buranın müdürü kim?” diye sorduğumda, masaya bıraktığı malzemeleri tekrar eline aldı, “BENİM” diyerek gülümsedi. Sonra temizliğe kaldığı yerden devam etti.”
Bana göre de birlikte çalışacak kişilerin birbiriyle çalışma isteği gerçekten çok önemli.
O yüzden birebir tanışmalara ihtiyaç var!
Merkezden ikili ilişkileri yönetmek yada değerlendirmek ne yazık ki imkansız! Haber mekanizması ile (kulaktan kulağa oyununda olduğu gibi) oluşturulmaya çalışılan sözüm ona yönetim yerine, birebir iletişimin tercih edilmesi, hem zaman hem enerji kaybını önleyip, daha keyifli çalışma ortamları oluşturmak için önemli bir adım olur diye düşünüyorum…
“Mutluluk nedir?” sorusuna gelince; beş duyu ile bulunduğumuz anı tam olarak algılayıp yaşamak diye tanımlıyorum ben